BOŞANMA DAVASINDA VELAYET VE SOSYAL İNCELEME RAPORUNUN ÖNEMİ
Boşanma davalarında, eşler arasındaki çekişmenin ötesinde en hassas ve dikkatle değerlendirilmesi gereken konu şüphesiz ki çocukların velayetidir. Evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte, çocuğun kimin yanında kalacağı, hangi koşullarda büyüyeceği ve gelişimi açısından en doğru kararın ne olduğu, hem yargı mercileri hem de taraf avukatları için büyük sorumluluk taşır.
Bu noktada, mahkemenin velayet konusunda sağlıklı bir değerlendirme yapabilmesi için en önemli araçlardan biri Sosyal İnceleme Raporudur. Uygulamada sıklıkla “SİR” olarak anılan bu rapor, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine, tarafların ebeveynlik yeterliliklerine, ekonomik ve sosyal koşullarına göre kapsamlı bir değerlendirme sunar.
SOSYAL İNCELEME RAPORU NEDİR?
Sosyal inceleme raporu, mahkemenin talebi üzerine sosyal hizmet uzmanları tarafından hazırlanır. Taraflar evlerinde ziyaret edilerek çocukla birebir görüşmeler yapılır, ebeveynlerin çocukla ilişkisi, bakım koşulları, iletişim şekilleri ve yaşam düzenleri değerlendirilir. Rapor, objektif verilere ve çocuğun üstün yararına göre hazırlanır.
SİR’İN MAHKEME KARARINA ETKİSİ
Her ne kadar hâkimin takdir yetkisi bulunsa da, sosyal inceleme raporu çoğu zaman mahkeme kararının temelini oluşturur. Özellikle velayet çekişmesinin yoğun yaşandığı dosyalarda, SİR; tarafların beyanlarının ötesinde somut verilere dayandığı için belirleyici rol oynar.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır: Sosyal inceleme raporları her zaman mutlak doğruyu yansıtmayabilir. Eksik incelemeler, yüzeysel değerlendirmeler ya da taraflardan birinin etkisi altında kalınması gibi durumlar yaşanabilir. Bu nedenle, raporun içeriği titizlikle incelenmeli ve gerektiğinde itiraz edilmelidir.
Sonuç
Boşanma bir son gibi görünse de çocuklar açısından yeni bir başlangıçtır. Bu sürecin sağlıklı yürütülmesi, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini doğrudan etkiler. Sosyal inceleme raporları da işte tam bu nedenle çok büyük bir öneme sahiptir. Velayet talepli boşanma davalarında hem anne babaların hem de avukatların bu süreci ciddiyetle takip etmesi, çocuğun üstün yararını merkeze alarak hareket etmesi gerekir
